Pilonidal sinüs, halk arasında kıl dönmesi olarak bilinen, genellikle kuyruk sokumu bölgesinde (iki kalça arasındaki olukta) oluşan kronik bir cilt enfeksiyonudur. Vücuttan dökülen kılların, ter ve sürtünme etkisiyle deri altına girmesi ve burada birikerek bir kist veya apseler oluşturmasıyla karakterizedir. Bu durum, deri altında tüneller (sinüs yolları) oluşturarak zaman zaman iltihaplanabilir ve akıntıya neden olabilir.

Kıl dönmesi (pilonidal sinüs) Neden Oluşur ve Kimlerde Görülür?
Kıl dönmesi (pilonidal sinüs)ün kesin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, genel kabul gören teori, kılların deriye batmasıyla oluştuğudur. Risk faktörleri şunları içerir:
- Cinsiyet: Erkeklerde kadınlara göre daha sık görülür.
- Yaş: Genellikle 15-35 yaş arası genç ve orta yaş grubundaki bireylerde daha yaygındır.
- Kıllanma: Fazla kıllı, kalın ve sert kıl yapısına sahip kişilerde risk daha yüksektir.
- Oturma: Uzun süre oturmayı gerektiren meslekler veya hareketsiz yaşam tarzı.
- Obezite: Aşırı kilolu olmak.
- Hijyen: Bölgenin yeterince temiz tutulmaması.
- Genetik Yatkınlık: Ailede Kıl dönmesi (pilonidal sinüs) öyküsü bulunması.
Belirtiler
Kıl dönmesi (pilonidal sinüs) başlangıçta belirti vermeyebilir. Ancak enfekte olduğunda şu şikayetlere yol açabilir:
- Kuyruk sokumunda ağrı ve şişlik.
- Bölgede kızarıklık ve hassasiyet.
- Akıntı: Kötü kokulu, iltihaplı (irinli) veya kanlı akıntı.
- Ateş (enfeksiyon yayıldığında).
- Otururken veya hareket ederken zorlanma.
- Birden fazla küçük delik veya çukurcukların (sinüs ağızları) oluşumu.
Tanı
Kıl dönmesi (pilonidal sinüs) tanısı genellikle doktorun yapacağı fizik muayene ile kolayca konulur. Muayenede sinüs ağızları, şişlik, kızarıklık, akıntı gibi belirtiler tespit edilir.
Tedavi Seçenekleri
Kıl dönmesi (pilonidal sinüs)ün tedavisi, hastalığın evresine ve şiddetine göre değişir. Genellikle cerrahi dışı (konservatif) ve cerrahi yöntemler bulunur.
1. Cerrahi Dışı Tedavi Seçenekleri (Konservatif Yöntemler)
Enfeksiyonun olmadığı veya çok hafif olduğu durumlarda ya da cerrahiye uygun olmayan hastalarda tercih edilebilir. Ancak bu yöntemler genellikle kesin çözüm sağlamaz ve nüks riski daha yüksektir.
- Hijyen ve Kıl Temizliği: Bölgenin düzenli olarak temiz ve kuru tutulması, lazer epilasyon veya tüy dökücü kremlerle kılların temizlenmesi nüksü önlemede önemlidir.
- Antibiyotikler: Akut apse varlığında enfeksiyonu kontrol altına almak için kullanılabilir, ancak kistin kendisini ortadan kaldırmaz.
- Apse Drenajı (Boşaltılması): Akut ve ağrılı bir apse oluştuğunda, lokal anestezi altında apse kesilerek içerideki iltihabın boşaltılması işlemidir. Bu, hastanın ağrısını hızla hafifletir ancak hastalığı tamamen tedavi etmez, sonrasında ek tedavi gerekebilir.
- Fenol Uygulaması (Kristalize Fenol): Sinüs boşluğuna fenol adı verilen kimyasal bir maddenin enjekte edilmesiyle kist içindeki dokuların ve kılların yakılarak tahrip edilmesi prensibine dayanır. Minimal invaziv bir yöntemdir, iyileşme süresi kısa olabilir ancak nüks riski diğer yöntemlere göre daha yüksek olabilir.
- Lazer Epilasyon: Hastalık oluşumunda kılların rolü büyük olduğundan, bölgedeki kılların lazer epilasyon ile kalıcı olarak yok edilmesi, özellikle ameliyat sonrası nüksü önlemede önemli bir rol oynar.
- Pit Picking: Sadece sinüs ağızlarının küçük bir kesiyle çıkarılması ve içindeki kılların temizlenmesidir. Daha az invazivdir ancak derin veya yaygın sinüslerde nüks oranı yüksek olabilir.
2. Cerrahi Tedavi Seçenekleri
Kıl dönmesi (pilonidal sinüs)ün kesin tedavisi genellikle cerrahidir. Çeşitli cerrahi teknikler mevcuttur ve cerrahın tercihine, hastalığın şiddetine ve yaygınlığına göre seçilir:
- Açık Teknik (Eksizyon ve Sekonder İyileşme): Kıl dönmesi (pilonidal sinüs) ve çevresindeki hastalıklı dokular tamamen çıkarılır ve yara açık bırakılır. Yara, kendi kendine, alttan yukarıya doğru granülasyon dokusu oluşturarak iyileşir. Bu yöntem, nüks oranının düşük olmasıyla bilinir, ancak iyileşme süresi (haftalarca sürebilir) uzun olabilir ve düzenli pansuman gerektirir.
- Primer Kapama (Eksizyon ve Birincil Kapatma): Hastalıklı doku çıkarıldıktan sonra yara kenarları doğrudan bir araya getirilerek kapatılır. İyileşme süresi açık tekniğe göre daha kısadır ancak orta hattaki gerilim nedeniyle enfeksiyon ve nüks riski biraz daha yüksek olabilir.
- Flep Kaydırma Teknikleri (Limberg Flep, Karydakis Flep, V-Y İlerleme Flebi vb.): Hastalıklı doku çıkarıldıktan sonra, yakındaki sağlıklı dokudan bir flep (yama) kaydırılarak oluşan boşluk kapatılır. Bu teknikler, yara iyileşmesini hızlandırmak ve bölgedeki gerilimi azaltarak nüks oranını düşürmeyi amaçlar. Özellikle daha geniş lezyonlar veya nüks etmiş olgularda tercih edilebilir. Flep teknikleri genellikle daha karmaşık ameliyatlardır ancak iyileşme süreleri primer kapamaya göre daha iyi ve nüks oranları düşüktür.
- Minimal İnvaziv Lazer Tedavileri (LAPS, SiLaC): Sinüs traktına fiber optik bir lazer probu sokularak, sinüs içindeki dokuların lazer enerjisiyle tahrip edilmesi ve kapatılması esasına dayanır. Daha az kesi, daha az ağrı ve daha hızlı iyileşme süresi sunar, ancak her vaka için uygun olmayabilir ve deneyim gerektirir.
Ameliyat Sonrası İyileşme ve Nüks
Ameliyat sonrası iyileşme süresi seçilen yönteme göre değişir. Açık tekniklerde iyileşme haftalar alırken, primer kapama veya flep tekniklerinde daha hızlı olabilir. İyileşme sürecinde yara bakımına, hijyene ve doktorun önerilerine titizlikle uyulması kritik öneme sahiptir.
Kıl dönmesi (pilonidal sinüs)ün nüks etme olasılığı, uygulanan tedavi yöntemine, cerrahın tecrübesine ve hastanın ameliyat sonrası hijyen ve kıl kontrolü gibi önerilere uyumuna bağlı olarak değişir. Genel olarak nüks oranları %5 ile %30 arasında değişebilir. Ameliyat sonrası bölgenin kıllardan arındırılması (lazer epilasyon önerilir) ve temiz tutulması, nüks riskini önemli ölçüde azaltır.
Kıl dönmesi (pilonidal sinüs) ciddi rahatsızlıklara yol açabilen bir durumdur. Belirtileriniz varsa, doğru tanı ve size en uygun tedavi yöntemini belirlemek için bir genel cerrahi uzmanına başvurmanız önemlidir.
İletişime Geçin
İkinci görüş veya randevu talepleriniz için iletişime geçin.
Tanı, tedavi ya da cerrahi süreçlerle ilgili aklınıza takılan her konuda doğrudan iletişime geçebilirsiniz.

